26 Ekim 2009 Pazartesi

Sebze Severler Toplanınn :)

Cuma akşamı kendi kendime dedim ki bu haftasonu koşturmayacağım. Sabah erken kalkıp yemeğimi koyduktan sonra sakin sakin kitabimi okuyacağım. Sonra güzellce çayımı içerim vs gibi geçirdim içimden:) Sonra gece 4 gibi birden gözlerim açıldı ve uyandım. Tekrar da uyuyamadım. Beni tanıyanlar bilirler çok güzel çok sağlıklı uykum vardır. Aynı saatte yatar aynı saatte kalkarım. Bu uykusuzlukda nereden çıktı diye düşünürken en son rüyam geldi aklıma... Ahh Duygu ahhh beni iyi korkutmuşsun valla...
Tabi sabaha kadar uyuyamayınca sabah uyudum ve gözümü açtığımda saat 10du. Hani yemek yapacaktım hani kitap okuyacaktım off offf... Plan yapmaya gelmiyor. Artık çayı koydum eşim kahvaltıyı hazırladı ben de başladım yemek yapmaya :)
Ancak fotoğrafını ertesi gün çekebildim. Onun tarifi ise işte aşağıda.

Malzemeler:
  • 1 adet domates
  • 1 tutam dere otu
  • 4 adet kabak
  • 1 adet soğan
  • tuz
  • 1 tatlı kaşığı salça
  • zeytinyağı

HAZIRLANIŞI:

  • Soğanları minik minik doğrayıp yağda kavuruyoruz.
  • Sonra domatesi redeleyip karıştırıyoruz. Salçasını koyuyoruz.
  • Minik minik doğranmış kabakları da kavurup tuzunu atıyoruz.
  • En son pişmeye yakın da dereotunu karıştırıp
  • Üzerine azıcık zeytinyağı gezdirip altını kapatıyoruz...

Yemeğin altını kapatıp dışarı çıkıyoruz. Kiraya verilen evin fayanslarını bulup yaptırtmak gerek vs vs bir liste yapıp dışarı çıkıyoruz. Önce aydınlıkevlere gidip orada digiturk, uydu ve dsmart hakkında karar vermemiz gerek. Bilgi almak için biryere başvuruyoruz. Sonra fayanslara bakmaya giderken telefon geliyor. Sitelere gidiyoruz. Takım ile aldığımız sehbaların rengi için vurulan renkleri görüp karar veriyoruz. Bambu rengi son kararımız:) Oradan çıkıp rüzgarlıda eski fayansların bulunduğu Çapar işhanına gidiyoruz. Fayansların birebir aynısını buluyoruz. Bir parça için de depoya gitmemiz gerekiyor. Öncesinde de konya sokak dan reciever ve kurulum için biryere giriyoruz. 17:15'de kuruluma gelecek adamlar için koşturarak markete girip alışveriş yapıp ayıdnlıkevlerden bir iki kutu kahke alıp eve geliyoruz. Makinadaki perdeleri çıkarıp oturma odasındakini ütülüyorum. Bir taraftan da börek yapmaya başlıyorum. Ispanakları yıkıyıp süzülürken ütüme dönüyorum. Perdeyi getirip oturma odasına bırakıyorum Erdal sen bunu as olur mu diyip içeri gidiyorum. Erdal da kurulumcu çocukla çatıya çıkıyor iniyor vs vs. Bende mutfak hazırlıklarımı tamamlıyorum. Ve tam içeri giriyorum elektrikli süpürge ile iki odayı alıyorum ki süpürge ortadayken misafir kapıyı çalıyooor...
Giyinmek için odaya giriyorum. Eşim başlıyor izaha. Bugün çok koşturduk şöyle böyle perdeler falan ortada :) Neyseki gelenler yabancı değil. Eşimin ablası. Birlikte perdeleri takıyorlar. Sonra bir bakıyorum eşim oturma odasında elinde süpürge ile temizliğe başlıyor. Erdal dur kalsın falan diyorum. Kurulumcu adamın matkapla döktüklerini süpürüyor ve makinayi topluyoruz. Sonra fırını kapatıyorum sıcacık ıspanaklı böreklerim servise hazır :)
Biz biraz oturduktan sonra arkadaşım Evrin ve eşi geliyorlar... Salonumda hala koltuk takımım yok. Siparişi verdik ancak bu perşembe gelecek. Yemek takımının etrafında masada oturuyoruz. Baylar da oturma odasında... Evrin'in gelemsine çok seviniyorum. Son 3 yılda önce bir piknikte karşılaşmıştık. Sonrada benim nikahıma gelmiş. En son görüşmemizde ise ben onun nikahına gitmiştim. Ancak msnde sık sık görüşüyoruz. Yüz yüze görüşmek bir başkaymış. Eşim eşini çok efendi buluyor. Bayramda görüşmek için sözleşiyoruz:) Eşimin ablası ev yapımı baklava getiriyor. Kayınvalidem tulumba tatlısı. Evrin de çok tatlı mandalina. Evimiz birden bereketleniyor. Ben servis tabaklarının fotoğrafını çekmeyi unutuyorum.
Evrinler pek oturmuyorlar. Erken kalkıyorlar. Ardından da Telli Ablalar...
Ertesi gün ıspanaklı böreğin artan içini ise teflon tavada kızartıyorum. Süper bir kahvaltılık oluyor:) Oda işte aşağıda...

Ertesi günde aynı tempoda sürüyor. Ama sabahleyin havuza gidiorum. Yüzdükçe deşarj olup üsütmdeki negatif elektriği atıyorum. Hamilelik ile ara verdiğim birçok şeye geri dönüyorum. Yüzme ile başlıyan eski alışkanlıklar seyahat ile devam edecek inşallah...

Gezi blogumu izlemeye devam edin. 3 kasımda uçup 8 kasımda Ankara'da oalcağız inşallah...

Görüşmek ümidiyle. Beni unutmayan Zerrinciğime teşekkür ediyorum...

3 yorum:

Aybike dedi ki...

Betül yavaş canım ya. Bu ne tempo :)

ebrulitatlar dedi ki...

Ellerine sağlık Betül'cüm. Bayağı yoğun, koşturmacalı bir gün geçirmişsin.İşlerinde kolaylıklar dilerim. Sevgiler..

Adsız dedi ki...

Ellerine saglik canim...

Senin gibi gezenlere imrenerek bakiyorum. Ama vatanimda gezmek sartiyla. Buralarda gezmek de keyif vermiyorum:(
Muhabbetle...